8 Kasım 2013 Cuma

Bir Yaşamlık Uzmanlık Sorusu
Aydınlı’dan bir işçi
[​IMG]
Son zamanlarda hayatımıza yeni bir meslek girdi: İş güvenliği uzmanlığı. Üniversitelerde ve birçok kurumda kurslar düzenleniyor, iş güvenliği uzmanlığı sertifikası veriliyor. Bu kurslar çeşitli sektörlerde yaşanan ve yaşanabilecek iş kazalarına karşı alınması gereken önlemler, yasal olarak işyerlerinde uygulanması gereken kurallar gibi konularda eğitimleri içeriyor. Sonuç olarak bu kursları başarı ile bitiren herkes iş güvenliği uzmanı olacak. Peki, bu uzmanlar gerçekten biz işçilerin sağlığını korumak ya da iş güvenliğimizi sağlamak için mi eğitiliyorlar?

Ben de şu an bu kursa gidenlerden biriyim. Yukarıda sorduğum sorunun cevabına dair yaşadığım bir kaç örneği sizlerle paylaşmak istiyorum. İş kazaları ve meslek hastalıklarının anlatıldığı bir derste, bazı “iş kazaları” ile ilgili resimler ve görüntüler izledik. Görüntüleri izlerken bir yandan içim acırken diğer yandan da öfkeleniyordum. Konuları anlatan kişi yaşanan o feci ölümleri çok normal şeylerden bahseder gibi anlatıyordu. Ölümlü iş kazaları, hiç yere sönen hayatlar değil, işgünü kaybı olarak anlatıldı. Hoca soruyu soruyor ve cevabı bekliyordu. Kursta bulunan diğer kişiler de soruların cevapları hakkında fikir yürütüyordu. Görünen tablo o kadar vahimdi ki; orada bu işçilerin neden öldüğü, hangi önlemlerin alınmadığı, bu önlemlerin nasıl alınması gerektiği gibi sorular sorulması gerekirken birçok kişi hocaya şu soruyu sordu: “Hocam bu soru, sınavda çıkar mı?” Yani dertleri patronların kâr hırsına kurban edilen işçiler değil, “ben bu sınavı nasıl geçerim?” idi. İleride bu insanlar bizlerin çalıştığı işyerlerinde iş güvenliği uzmanı olacaklar. Peki, bu kişiler işyerlerinde, fabrikalarda işçilerin yaşadığı sorunlara ne kadar duyarlı olacaklar? Sorunlarımız çözülecek mi? İş cinayetleri duracak mı? Maalesef biz işçilerin hayatları, yani ölümle yaşam arasındaki çizgi sadece sorularda bulunan kelimelerde gizli kalmıştı ve önemli olan da işçiler değil, o sınavı geçmekti.

Türkiye’de yaşanan iş kazalarında her ay 100’den fazla işçi iş cinayetlerine kurban gidiyor. Patronlar iş güvenliği önlemlerini maliyet olarak görüyor. Onların gözünde hiç bir zaman bizlerin hayatları kârlarından daha önemli olmayacaktır. Hayatlarımızı onların insafına terk etmeyelim. Fabrikalarımızın bizlere mezar olmaması için alınması gereken önlemleri sadece işçilerin örgütlü mücadelesi hayata geçirebilir. Yaşamı ve yaşamayı seviyorsak önümüzdeki tek seçenek bu! Vakit bu seçeneği yaratma vaktidir.

Kaynak: uidder.org
Filed Under :

0 yorum for " "

Yorum Gönder

background